İçinde bulunduğumuz dönemde “markalaşma”nın önemi tartışılmaz. Tüketici ve şirketler, marka oldukları için çeşitli ürün ile hizmetlere daha fazla ödemeyi kabul ediyor. Markalaşan şirketler daha hızlı büyüyor, sürdürülebilir karlılığı elde edebiliyorlar. O nedenle perakendeden gıdaya, otomobilden teknolojiye her sektörde marka olmak için binlerce şirket mücadele ediyor.
Ancak, markalaşma sadece ürün ve şirketlere özgü değil. Her yıl binlerce kişinin katıldığı istihdam dünyasında da markalaşmak gerekiyor. Özellikle de yöneticiler için markalaşmak kaçınılmaz bir hal alıyor. Burada da “kişisel markalaşma” (self-branding, self-marketing) konusu öne çıkıyor. Kendini iyi bir marka gibi konumlandıran, bu yönde çalışan hatta danışmanlık alan çalışanların zirveye ulaşmaları daha kolay oluyor.
Yöneticilere bu yönde danışmanlık yapanlardan biri de Catherine Kaputa… Kişisel markalaşma alanında önemli bir uzman olan Kaputa, kurucusu olduğu SelfBrand adlı şirketi ile kişisel markaların nasıl yaratılacağı konusunda danışmanlık hizmeti verirken yayınladığı kitaplarla da deneyimlerini okuyucularla paylaşıyor. Özellikle kariyerinde bir sonraki aşamaya geçmek isteyen yöneticilere dair Kaputa’nın önerileri ilgi çekici nitelikte. Çünkü Catherine Kaputa kariyer basamaklarını çıkmak isteyenlere on basamaklı bir yapılacaklar listesi sunuyor. Bu listeyi de şöyle açıklıyor:
Farklılık: Özellikle kendinize dair farklı bir şeyler bulun. Farklılaşmanız sizin kalabalıktan sıyrılmanızı sağlar.
Vaadiniz Olsun: İkinci etapta ise tıpkı ürünler gibi şirketinize sunabileceğiniz farklı ve değerli bir vaadiniz olsun. Çünkü, eğer bir sonraki aşamaya geçmek istiyorsanız, işinize ve bulunduğunuz kuruma bir fayda sağlamalısınız.
Bakış Açısı: Üçüncü önemli konu dışarıdan içerisine bir bakış açısına sahip olmak. Bulunduğunuz sektörün, kurumun ya da patronunuzun dışarıda aradığı neyse onun ne olduğunu anlamaya çalışın.
Kalıcı Strateji: Mutlaka bir stratejiye sahip olun. Gelecek 2 ya da 5 yıl içinde nerede olmak istediğinizi bilin. Unutmayın, hiçbir şirket güçlü ve kalıcı bir strateji olmadan başarıya ulaşamaz.
Aksiyon Planı: Özel taktiklerle bir aksiyon planı geliştirin. Ancak, bu aksiyon planınızı geliştirirken tek bir yol değil, birçok yolunuz olsun.
Beceriler: Listenin yapılacaklar ayağının altıncısında bir sonraki aşamaya geçmenizi sağlayacak beceri ve deneyimleri kazanın. Özel projelerde çalışabileceğiniz konusunda gerekli sinyalleri verin. Gerekli olan sertifikaları almaya çalışın.
Bilgi Sermayesi: Yedinci basamak ise şirketinize entelektüel bir değer katabiliyor olmanız. Artık “bilgi sermayesi”nin öne çıktığı, şirketlerin “görünmeyen değerleri” ile güç kazandığı bir dönemdeyiz. Sizin de bu yönde kendinizi geliştirmeniz gerekiyor.
Göz Önünde Olun: Her zaman göz önünde olmanız terfi etmenizde çok olumlu etkide bulunabilir. Dikkati çekmeyen, silik kalan çalışanların şirketlerde bir üst aşamaya terfileri de çok zor olacaktır.
Reklam gibi CV: Bu kez önem kazanan CV’niz. CV’nize sizin için hazırlanan bir reklam ilanı gibi bakın. Hedef kitlesini etkisi altına alsın.
Söyleşi Gibi Mülakat: Son aşamaya gelince… Mülakata bir söyleşi gibi yaklaşın. Sadece sorulara yanıt vermeyin. Aynı zamanda siz de sorular sorarak görüşmeyi sohbet havasına büründürün. Eğer sohbet ederseniz güç dengesinin keskin şekilde değiştiğini göreceksiniz.
Ancak, markalaşma sadece ürün ve şirketlere özgü değil. Her yıl binlerce kişinin katıldığı istihdam dünyasında da markalaşmak gerekiyor. Özellikle de yöneticiler için markalaşmak kaçınılmaz bir hal alıyor. Burada da “kişisel markalaşma” (self-branding, self-marketing) konusu öne çıkıyor. Kendini iyi bir marka gibi konumlandıran, bu yönde çalışan hatta danışmanlık alan çalışanların zirveye ulaşmaları daha kolay oluyor.
Yöneticilere bu yönde danışmanlık yapanlardan biri de Catherine Kaputa… Kişisel markalaşma alanında önemli bir uzman olan Kaputa, kurucusu olduğu SelfBrand adlı şirketi ile kişisel markaların nasıl yaratılacağı konusunda danışmanlık hizmeti verirken yayınladığı kitaplarla da deneyimlerini okuyucularla paylaşıyor. Özellikle kariyerinde bir sonraki aşamaya geçmek isteyen yöneticilere dair Kaputa’nın önerileri ilgi çekici nitelikte. Çünkü Catherine Kaputa kariyer basamaklarını çıkmak isteyenlere on basamaklı bir yapılacaklar listesi sunuyor. Bu listeyi de şöyle açıklıyor:
Farklılık: Özellikle kendinize dair farklı bir şeyler bulun. Farklılaşmanız sizin kalabalıktan sıyrılmanızı sağlar.
Vaadiniz Olsun: İkinci etapta ise tıpkı ürünler gibi şirketinize sunabileceğiniz farklı ve değerli bir vaadiniz olsun. Çünkü, eğer bir sonraki aşamaya geçmek istiyorsanız, işinize ve bulunduğunuz kuruma bir fayda sağlamalısınız.
Bakış Açısı: Üçüncü önemli konu dışarıdan içerisine bir bakış açısına sahip olmak. Bulunduğunuz sektörün, kurumun ya da patronunuzun dışarıda aradığı neyse onun ne olduğunu anlamaya çalışın.
Kalıcı Strateji: Mutlaka bir stratejiye sahip olun. Gelecek 2 ya da 5 yıl içinde nerede olmak istediğinizi bilin. Unutmayın, hiçbir şirket güçlü ve kalıcı bir strateji olmadan başarıya ulaşamaz.
Aksiyon Planı: Özel taktiklerle bir aksiyon planı geliştirin. Ancak, bu aksiyon planınızı geliştirirken tek bir yol değil, birçok yolunuz olsun.
Beceriler: Listenin yapılacaklar ayağının altıncısında bir sonraki aşamaya geçmenizi sağlayacak beceri ve deneyimleri kazanın. Özel projelerde çalışabileceğiniz konusunda gerekli sinyalleri verin. Gerekli olan sertifikaları almaya çalışın.
Bilgi Sermayesi: Yedinci basamak ise şirketinize entelektüel bir değer katabiliyor olmanız. Artık “bilgi sermayesi”nin öne çıktığı, şirketlerin “görünmeyen değerleri” ile güç kazandığı bir dönemdeyiz. Sizin de bu yönde kendinizi geliştirmeniz gerekiyor.
Göz Önünde Olun: Her zaman göz önünde olmanız terfi etmenizde çok olumlu etkide bulunabilir. Dikkati çekmeyen, silik kalan çalışanların şirketlerde bir üst aşamaya terfileri de çok zor olacaktır.
Reklam gibi CV: Bu kez önem kazanan CV’niz. CV’nize sizin için hazırlanan bir reklam ilanı gibi bakın. Hedef kitlesini etkisi altına alsın.
Söyleşi Gibi Mülakat: Son aşamaya gelince… Mülakata bir söyleşi gibi yaklaşın. Sadece sorulara yanıt vermeyin. Aynı zamanda siz de sorular sorarak görüşmeyi sohbet havasına büründürün. Eğer sohbet ederseniz güç dengesinin keskin şekilde değiştiğini göreceksiniz.